Türkiye’deki Eğitim Sorunları
Türkiye’deki Eğitim Sorunları
Türkiye’deki eğitim sorunları nelerdir? Derste sorulan bu sorudan ziyade yıllardır bizzat bu sistem içinde kobay olarak bulunmam hasebiyle bazı tespitlerim elbette olmuştu. Ama eğitim sisteminin sorunlarından bahsetmeden önce bir eğitim tanımı yapmak yerinde olur sanırım. Çünkü bana göre herkesin kendine göre eğitim tanımı ve anlayışı olduğu için sorunların bir nüvesini de bu konu oluşturuyor. Nedir bu eğitim? Yaşamımız boyunca karşımıza çıkan bu kelimenin muhtevası ne ki devletler en fazla sorunu bu alanda yaşıyor.
Onlarca eğitim tanımı yapılabilir. Bunlardan sadece birkaç tanesini almak uygun olur diye düşünüyorum. Eğer eğitimi “insanları belli amaçlara göre yetiştirme süreci” olarak alırsak farklı, “yaşantılar, deneyimler, gözlemler yoluyla öğrenilen her şey” olarak alırsak farklı, “kalkınmanın gerektirdiği iş gücünü karşılamak için insanlara sunulan planlı sistem” olarak alırsak farklı anlaşılır ve farklı sorunlar doğurur.
Türkiye’deki Eğitim Sorunları Kaynağı
Herhangi bir sorunu çözmeden önce o sorunu tespit etmek ve kaynağına inmek gerektiğinden eğitim sorunlarının kaynağını da birkaç başlık altında toplamak mümkündür. Bunlar; devletin eğitim sistemindeki uygulamalarından kaynaklanan sorunlar, aile ve toplumdan kaynaklanan sorunlar, öğrenci ve öğretmenden kaynaklanan sorunlar ve dış etkenler olmak üzere sıralanabilir.
Bu sorunlardan bahsetmek gerekirse ilk olarak milli olmayan bir milli eğitim sisteminin varlığından bahsedilebilir. Diğer her şey gibi eğitim alanında da uygar(!) Batı’yı model almak moda oldu. En son ezberci sistemin yanlış olduğu ve öğrenci merkezli bir model gerektiği savunularak “Amerikan Eğitim Modeli” getirildi. Bundan önce Avrupa da birkaç ülkeninki de denendi. Oralardan örnekler alındı ve okullarda uygulamaya konuldu.
Sonuç tekrar, tekrar ve tekrar hezimet… Avrupa’nın iç dinamikleriyle bizim iç dinamiklerimiz farklı olduğundan yüz kez alınsa yüz kez başarısız olunacak. Kendi toplumsal değerlerimize ve kendi kültürümüze uygun ait bir eğitim sistemi geliştirmedikçe sorun her zaman mevcut olacaktır. İlköğretim, ortaöğretim ve üniversite birbirine hazırlar nitelikte eğitim vermedikçe öğrenciler her zaman istenilen düzeye çıkamayacaktır. Bu sorunun tek kaynağı herkesin bildiği gibi MEB ve YÖK isimleri verilen başlarındaki “milli” ve “yüksek” kelimelerini anlayamamış ve bu kelimelerin dışında her türlü eğitimi veren iki kurum arasındaki kordinasyon eksikliğidir.
Sınav Odaklı Sistem Sorunu
Sınav odaklı sistemin olması diğer bir sorun olarak tüm gerçekliğiyle karşımızda duruyor. Türkiye’deki bir öğrenci daha ilkokulda SBS ile, lisede YGS ve LYS ile, üniversitede KPSS, KPDS,ÜDS, ALES ve daha nice ne olduğu hala İsviçreli bilim adamlarınca(!) araştırılan, kaynağı belli olmayan sınavlarla uğraşmak zorunda kalmaktadır. Sistem bunun üzerine olunca öğrenci haklı olarak faydalı bilgiyi kendini geliştirecek bilgi değil de sınavda çıkacak bilgi olarak algılamaya başlıyor ve başka hiçbir şeyle ilgilenmiyor. Öğretmenler dahi öğrenci bir şey sorduğunda “bu sınavda çıkmaz boş verin” diyerek kendi işlerini de kolaya getirmektedirler.

Türkiye’de Eğitim Sorunları ve Nedenleri
Sistem yukarda bahsettiğimiz gibi olunca öğrenciler yeteneklerine göre değil de “4 Kutsal Ders” çerçevesinde yönlendirilmektedir. Bu da başarısızlığın, başarılı olunsa bile toplumdan soyutlanmış, kimseyle doğru düzgün iletişime geçemeyen yani asosyal bir hayatın ana sebebi olmaktadır. Öğrenci sınav odaklı yetiştiği için daha lise çağlarında “okumayan, araştırmayan ve güdülmeyi seven” insanlar arasına sokar.
Onun için artık kitap okuyup kendini geliştirmek yoktur. Sosyal hayatı sosyal olmayan sosyal paylaşım sitelerinden ve sanal arkadaşlıklardan ibaret olacaktır. Gencimiz artık tam bir yarış atıdır. Aile, öğretmenleri ve arkadaşları sırayla sırtına binerek o sınav kırbacını sırtına vurarak yeni hedefler tayin edecektir. Bu da yetmezmiş gibi gencimiz bir de “elalem ne der” kaygısıyla zaten sıfıra inmiş olan motivasyonunu eksilere düşürecektir. Netice ise hem öğrenci hem de ülke için içler acısıdır.
Pratikteki Eksiklik Sorunu
Eğitim sorunundaki diğer bir sorun her alanda olduğu gibi teoride iyi fakat pratiğe geldiğinde sonuç vermeyen eğitim sistemidir. Bu milletimizin ortak bir kusuru herhalde… Dünyanın hiçbir yerinde 12-13 yıl İngilizce dersi görüp de bir İngilizle veya Amerikalı ile tarzanca konuşan başka hiçbir üniversite öğrencisi yoktur. Türkiye uyduladığı eğitim sistemi ile bu nitelikli(!) insanlara fazlasıyla sahiptir. Bunda öğrencinin hatası olmakla beraber ondan daha fazla sistemin hatası vardır. Eğer ortada bir eğitim varsa meyvesi nerde?
Son günlerde “eğitim eşitsizliği” nedeniyle dersanelerin kapanması söz konusu. Bu tespit son derece yerinde olmakla beraber biraz eksiktir. Eğer bir eğitim eşitsizliği varsa bunu sadece dersaneler yapmıyor. Devlet bizzat kendi eliyle eğitim eşitsizliğini yayıyor. Bunu anlamak için birkaç soru sormak yeterli sanıyorum.
İstanbul’daki bir ilkokulla Sivas’taki bir ilkokul materyal bakımından denk mi? Herhangi bir il merkezimizdeki lise ile ilçedeki liselerimiz aynı kalitede mi? Devlet okullarıyla özel okullar aynı olanaklara sahip mi? Ve bu okullardan mezun olan öğrencileri aynı sınavda değerlendirmek doğru mu? Soruların cevabı bize eğitim eşitsizliği ve nasıl yapıldığı hakkında gayet açıklayıcı bilgiler verecektir.
Yurt Dışı Eğitim Sistemlerinin Getirdiği Sorunlar
Son olarak bunların yanında bu toplumu ta derinden yaralayan ve eğitimdeki en önemli problemlerden birini teşkil eden bir konu daha vardır. Bu da ithal fikirlerdir. Dışarıdan gelen(getirilen) ideoloji ve siyasi fikirler bir şekilde liselerimize, üniversitelerimize ve devlet kurumlarımıza girmesi nedeniyle sorunlar can kaybına kadar gitmektedir.

Türkiye’de Eğitim Sorunları ve Nedenleri
Bu memleketin bir nesli 68 Kuşağına, bir nesli de Sağ-Sol Olaylarına kurban gitmiştir. Bu olaylardan sonra ise dinine göre yaşamaya çalışan bugünün anneleri dünün öğrencileri en temel haklarından ikisini kaybetmiştir. Bunlar eğitim hakkı ile din ve vicdan özgürlüğüdür. Her ne kadar bugün serbest gibi görünse de geçmişte bir nesli de bu sorun yakmıştır.
Türkiye’nin yukarıda saydığımız haricinde birçok eğitim sorunu olmakla birlikte en önemlileri ve kendinden sonraki bir çok sorunu tetikleyenler ve tetikleyecekler bunlardır.